DİYABET VE MİKROALBÜMİNÜRİ
İdrarda albümin denen proteinin atılması yani mikroalbüninüri böbrek hastalığının başladığını gösterir. Mikroalbüminüri, idrarda bir günde 30-300mg protein atılmasıdır. Eğer tedavi edilmezse bu hastaların %20-40’ında böbrek yetmezliği ilerdeki yıllarda gelişebilir. Albümin atılımı arttıkça (günde 300 mg’dan daha fazla) böbrek fonksiyonları daha da bozulur ve tansiyon yüksekliği başlar. Bu amaçla kreatin klerensi yapılarak böbreğin fonksiyonu araştırılır. Kreatin klerensi 60 ml/dk nın altına inerse bir nefroloji uzmanının takibine girmek gerekir. Protein atılımı arttıkça böbrek fonksiyonları daha fazla bozulmaya başlar.
Mikroalbüniüri normal idrar tahlili ile anlaşılamaz. Bu nedenle ayrı olarak özel tetkik olarak yapılır. Mikroalbümin tayini spot idrarla yapılabildiği gibi 24 saatlik idrar biriktirilerek de yapılabilir. Mikroalbüminüri testi pozitif ise tekrar yapmalıdır. Stres, idrar yolu enfeksiyonu, ateş, egzersiz, tansiyon yüksekliği ve kalp yetmezliği idrarla protein atılımını artırdığından bu durumlar düzeldikten sonra tekrar tetkik yapılmalıdır.
Mikroalbüminüri varsa diyetle alınan protein vücut ağırlığının her Kg’na 0.8 gram olacak şekilde azaltılır. Hayvansal protein yerine bitkisel kaynaklı protein yenmelidir. Protein atılımı idrarda fazla ise gıda ile alınan protein miktarı 0.6-0.8 gram /kg şeklinde olmalıdır. Bu arada büyük tansiyonun 120- 130 mmHg, küçük tansiyonun 80 mmHg olması gerekir. Bu nedenle tansiyon bu seviyelere gelinceye kadar ilaç değişiklikleri yapılabilir ve doktor kontrolüne gitmek gerekir.
Albümin atılımı olanlarda kalp hastalığı riski de fazladır. Bu nedenle idrarla protein atılımının önlenmesi yönündeki girişimler hem böbreği hem de kalbi korur.
Önlemler:
Kan şekeri kontrol edilmelidir. Kan şekerinin iyi kontrolü böbrek hasarını önler.
Kan basıncı kontrol edilmelidir . Tansiyon böbrek fonksiyonlarını bozar.
ACE inhibitörleri ( kimyasal adları: kaptopril veya enalapril gibi) veya Anjiotensin II antagonist ilaçlar (Losartan gibi) mikroalbüminüri tedavisinde faydalıdır. Bu ilaçlarla mikroalbüminüri 4-8 hafta sonra negatif hale gelebilir. Ancak ilaca devam edilmelidir. Bunlarda ilaç kesilmeden devam edilir. Eğer mikroalbüminüri pozitifliği devam ediyorsa ilaç dozunuzu doktorunuz artırabilir. Bu kişiler 6 ayda bir idrarda mikroalbümin tayini yaptırmalıdır. Bu arada üre, kreatin ve kreatin klerensi tayini yapılması da uygun olur.
Şeker hastalarında bazı ilaçların böbrek hasarı yapabildiği bilinmeli ve doktor önerisi olmadan rastgele ilaç almamalıdır. Özellikle röntgen çekilirken damardan yapılan ilaçlar bazı şeker hastalarında böbrekte hasar yapabileceğinden bu tetkikler öncesi bol su içmek çok büyük önem taşır. Böbrekte önceden hasar var ise görüntüleme tetkikleri öncesi ve tetkik günü asetilsistein 600 mg/gün alınması böbreği koruyabilir.
Kreatinin düzeyiniz 1.5 mg/dl’den fazla ise ilaçlı röntgen filmi öncesi doktorunuz serum verebilir.
Şeker hastaları romatizma ilaçları kullanırken de dikkatli olmalıdır. Özellikle böbrek hasarı olanlarda bu ilaçlar yan etkiler yapabilir.
Antibiyotk kullanırken özellikle aminoglikazid türü antibiyotiklerin çok dikkatli kullanılmaları gerekir. Gentamisin, tobramisin, amikasin gibi aminoglikazid ilaçlar kullanırken mutlaka diyabet doktorunuzun önerisini alınız.
Şeker hastalarında hasar oluşan organlarından birisi böbreklerdir. Böbrekler kandaki zararlı maddeleri süzerek bunların idrarla atılmasını sağlar. Normal bir kişinin idrarında protein bulunmaz. Böbreklerde hasar oluşursa ilk önce idrarla protein atılmaya başlar. Bu atılan protein albümin şeklindedir. İşte mikroalbüminüri dediğimiz dönemde 24 saatlik idrarda 30-300 mg/gün arası albümin atılımı olur. Mikroalbüminüri varsa böbrekte hasar başlamış demektir.
Böbrek hasarına tıp dilinde nefropati adı verilir. Nefropati, yani böbrek hasarı kan şekeri yüksek olanlarda, tansiyonu olan ve tedavi etmeyenlerde, kolesterolü yüksek olanlarda ve göz hasarı olanlarda daha fazla görülür. Aşırı protein almak, genetik eğilim, insülin direnci ve böbrekteki yapısal bozukluklar da böbrek hasarını artırır.
Toplumda böbrek yetmezliği gelişen ve dializ olan hastaların yaklaşık % 35-40’ında şeker hastalığı vardır.
Mikroalbüminüri daha sonra aşikar protein atılımına ve en sonunda da böbrek yetmezliğine kadar ilerleyebilir. Böbreklerin hasar ilerlediğinde ve böbrek artık iyi çalışmaz duruma gelince kanda kreatinin ve üre yükselmeye başlar. Bu nedenle şeker hastaları kontrollerde idrarda mikroalbümin, kanda üre ve kreatinin ölçümleri yaptırarak böbreklerin durumunu anlayabilirler. Kreatin düzeyi 1.5 mg/dl’nin üzerine çıkarsa böbrekler artık sağlıklı çalışmıyor demektir. Bu durumda bir nefroloji uzmanına başvurmak gerekir. Böbrek hasarı olan hastalarda kansızlık varsa (anemi) mutlaka tedavi edilmelidir. Kansızlık böbrek fonksiyonlarının daha çabuk bozulmasına neden olur.
Nefropati yani böbrek hasarı tip 1 şeker hastalarında 20 yıl içinde % 50 oranında gelişir. Tip 2 diyabet hastalarında daha az oranda , % 15-20 oranında görülür. Tip 2 Diyabetli hastaların %28.2’sinde mikroalbüminüri, %7.6 sında asikar protein atılımı vardır. Yılda en az 2 kez mikroalbüminüri tetkiki yaptırmakta fayda vardır.
Komplikasyonları Azaltmanın İlk Yolu: Şeker Ayarı
Yapılan bilimsel çalışmalar gerek tip 1 gerek Tip 2 diyabetli hastalarda kan şekerinin normale yakın olmasının komplikasyonları azalttığını göstermiştir.
Tip 1 diyabetli hastalarda yapılan Diyabet Kontrolü ve Komplikasyonları Çalışmasınasına (Diyabetes Control and Complications Study: DCCT), 1441 tip 1 diyabetli hasta dahil edilmiş ve bunlara rastgele olarak geleneksel tedavi veya yoğun glikoz kontrolü uygulanmıştır. Kan şeker düzeyi düşük olan hastalarda retinopati riskinin %76, mikroalbüminüri riskinin %43, nöropati denen sinir hasarının %64 oranında azaldığı saptanmıştır.
Tip 2 diyabetli hastalarda yapılan bir büyük araştırma ise UKPDS çalışması adını alır. Bu klinik çalışmaya 3867 yeni tanı konmuş tip 2 diyabetli hasta dahil edilmiş ve çalışmada 4 farklı ilaç tedavisi ile yoğun tedavinin yapıldığı hastalar ile sadece diyet yapan hastalardaki organ komplikasyonları araştırılmıştır. Açlık kan şekeri < 108 mg/dl olan hastalar yoğun tedavi edilmiş grubu oluşturmuştur. 10 yıldan fazla süreyle hastalar izlenmiş ve kan şekeri düşük olan ve HbA1c si %7.0’den küçük olan hastalarda komplikasyonların daha az görüldüğü saptanmıştır
Komplikasyonlar Nasıl Önlenebilir?
1.Kan şekerini normale yakın tutarak. 2.LDL Kolesterolü 100 mg/dl’nin altına indirerek. 3.Fazla kilo varsa zayıflayarak veya normal kiloya gelerek 4.Tansiyonu normale getirerek ( büyük tansiyon 13 veya altında olmalı, küçük tansiyon 8 veya altında olmalı) 5.HbA1c değerini %6 civarında tutarak, HbA1c’nin bir sayı azalması küçük damar komplikasyonlarını %37 azaltır. 6.Homosistein düzeyi yüksek ise düşürerek 7.Serbest radikallere karşı antioksidan sebze ve meyve yemek, yenemiyorsa antioksidan vitaminler (E vitamini, C vitamini gibi) almalı. E vitaminin günde 400 üniteden fazla alınması zararlıd 8.Ayaklarınızın bakımını yapınız. 9.Sigarayı bırakın, sigara insülin direncini arttırır, kan şekerini yükseltir ve kalp hastalığı riskiniz artar. 10.Hergün yürüyüş yapın, hergün 30 dakika yürümek şekere çok faydalıdır. 11.Doğru beslenin 12.Kontrollere gününde gidin 13.Aşıları yaptırın 14.Psikolojik olarak iyi olun 15.İlaçları düzenli kullanın 16.Eğitim alın ve öğrenin.
|