SEDEF VE DIYABET
Yapılan klinik çalışmalar sedef yani psoriazis hastalarında diyabet ve tansiyon hastalığının daha fazla görüldüğünü ortaya çıkardı.
Sedef hastalığı toplumda % 1-3 kişide görülen bir cilt hastalığı. Bu hastalığı olanlarda diyabet ve hipertansiyon sık görüldüğü için kilo kontrolü ve 6 ayda bir açlık ve tokluk kan şekeri ölçümleri ve tansiyon ölçümlerinin yapılmasında fayda var. Kan şekeri aç iken 100 mg/dl üzerine çıkarsa bir ENDOKRİN uzmanına başvurmak gerekir.
DİYABET BELİRTİLERİ NELERDİR?
Şeker hastalığında görülen belirtiler şunlardır:
Çok su içme ve ağız kuruması Çok idrara gitme Çok acıkma Çok yemek yemeye rağmen zayıflama ve halsizlik Yaraların geç iyileşmesi Cildin kuru ve kaşıntılı olması Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma Görmede bulanıklık Vajinal kaşıntı Yemeklerden sonra uyku gelmesi Tatlıya düşkünlük Sinirlilik El ayalarında ve ayak altlarında yanma Uzun açlıklarda el-ayak titremesi Horlama
Şeker Hastalığının Gelişim Evreleri
Şeker hastalığı 4 aşamada adım adım gelişir. Aşağıda verilen bu aşamaları çoğu zaman fark etme imkanı olmaz.
Şeker hastalığının gelişim evreleri şunlardır:
1.Reaktif hipoglisemi (Kan şekeri düşüklüğü) evresi
Ailesinde şeker hastalığı olan kişilerde şeker hastalığı ortaya çıkmadan 3-4 yıl öncesi yemek sonrası kan şekerinde düşmeler olmaya başlar. Bunu anlamak için 3 veya 4 saatlik şeker yükleme testi yapılır. 3. ve 4. saatte kan şekerini 80 mg/ dl’nin altına düşmesine hipoglisemi veya kan şekeri düşüklüğü diyoruz. Bu esnada terleme, çarpıntı, nabız ve bazen tansiyon yükselmesi görülür. Bu durumun nedeni insülin seviyesinin yenen yemek sonrası kanda hızla yükselmesi ve daha sonra insülinin kan şekerini düşürmesidir.
2.Dönem: Açlık kan şekerinde bozukluk:
Açlık kan şekerinin 100 ile 126 mg./dl arasında olmasıdır. Bu kişilerde tokluk kan şekeri normaldir.
3.Dönem: Tokluk kan şekerinde yükselme:
Tokluk kan şekerinin, yani yemek sonrası 2. saatteki kan şekerinin 140 ile 199 mg/dl arasında olması durumudur. Bu duruma “gizli şeker “ hastalığı da denir. Bu hastaların % 30’unda 10 yıl içinde şeker hastalığı gelişir. Gizli şeker hastalarında sağlıklı beslenme ve egzersiz büyük önem taşır. Bu hastalarda kalp, göz, böbrek ve sinir hasarları gelişebilir. Bu nedenle gizli şeker ciddiye alınmalı ve kontrollere gidilmelidir.
4.Dönem: Aşikar Şeker Hastalığı:
Bu dönemde şeker hastalığı ortaya çıkmıştır. Artık açlık kan şekeri 126 mg/dl veya daha yüksektir veya tokluk kan şekeri 2. saatte 200mg/dl’den daha yüksektir.
Gizli Şeker (Pre-Diyabet)
Açlık kan şekerinin 100 ile 126 mg/dl arasında olmasına ‘’Açlık Kan şekeri Bozukluğu’’ adı verilirken, kan şekerinin yükleme testi (OGTT) sırasında (75 gram glukozla yapılan şeker yükleme testinde) 2. saattte 140 ile 199 mg/dl arasında çıkmasına ise '‘ Şeker Tolerans Bozukluğu’’ veya ‘’Gizli Şeker’’ adı verilir. İşte hem açlık kan şekeri bozukluğuna hem de glukoz tolerans bozukluğuna ‘’Pre-Diyabet’’ adı verilir. ‘’Pre’’ sözcüğü latince ‘’ön’’ veya ‘’erken’’ anlamına gelmektedir. Diğer bir deyimle şeker hastalığının ön veya erken devresi demektir. Bu kişilerde diyabeti önleme programı ile (sağlıklı beslenme, egzersiz ve fazla kiloların verilmesi) hastalık geriletilebilir veya ortaya çıkması geciktirilir.
Tip 2 Diyabet Oluşumunda Beslenmenin Yeri
Yavaş sindirilen, liften zengin besinlerin bizi şeker hastalığından koruması mümkündür. Lifli yani posalı gıdalarla beslenen kişilerde tip 2 diyabet gelişme sıklığı azdır. Harvard Tıp Fakültesinden Prof. Willet’in yaptığı 30 yıllık bir beslenme ve hastalık ilişkisi çalışmasında tahıllı liflerden fakir ve glisemik yükleri yüksek besinlerle beslenen kişilerde tip 2 diyabet riskinin arttığı saptanmıştır. Tam tahıl yiyenlerde rafine yani işlenmiş tahıl yiyenlere göre şeker hastalığı daha az görülür. Bu yüzden beyaz ekmek yerine tam buğday unundan yapılmış ekmek yemek çok büyük önem taşır.
Sebze ve meyve ile daha çok beslenmek, baklagilleri ve tam tahılları daha fazla tüketmek bizi şeker hastalığından korumaktadır.
İnsülin hormonu sıvı yağ tüketen kişilerde daha iyi çalışmaktadır. Bu nedenle margarin gibi katı yağlar yenmemelidir. Omega –3 alımı şeker hastalığını önlemektedir. Omega 3 alımını artırmak için balık tüketimini artırmak gerekir. Özellikle somon, uskumru, ringa balığı, pisi balığı gibi soğuk su balıklarını daha fazla tüketmek omega -3 alımını artırır ve faydalı olur.
D vitamini eksikliği de insülininin çalışmasını bozmaktadır. D vitamini eksikliği varsa giderilmelidir.
Tip 2 Diyabet İçin Kimler Risk Altındadır?
Aşağıda sıralanan nedenler bir kişide varsa tip 2 diyabet gelişmesi riski artmış demektir.
Şişman veya kilolu olmak Bel çevresi 90 cm’den fazla olmak Hareketsiz yaşamak Sigara içmek Alkol kullanmak Düşük lifli gıdalarla beslenmek (sebze-meyve az tüketmek) Margarin yemek Balık az yemek İleri yaşta olmak ( özellikle 45 yaş üzeri risk artar) kadınlarda daha fazla görülür Genetik eğilim Önceki gebelikte kan şekerinin yüksek olması Ailede şeker hastalığı olması Tansiyon yüksekliği Kan yağlarında yükseklik olması Horlamak veya gece uykuda nefes durması Polikistik over (yumurtalık) bulunması Kanda insülin hormonunun yüksek olması Homosistein yüksekliği CRP yüksekliği
|